yabancı
08.07.2020

Yabancı - Albert Camus

künye

yabancı thumbnail
Adı
Yabancı
Yazar
Albert Camus
Türü
Roman
Anlatım Tarzı
Gerçekçi
Anlatım Yönü
Olay Betimlemeleri
Orijinal Dil
Fransızca
Orijinal Adı
L'Étranger
İlk Basım Yılı
1942
Çevirmen
Samih TİRYAKİOĞLU
Sayfa Sayısı
123
Kitle Yaş Aralığı
25+
Ort. Okunma Süresi
3 saat
Doğruluk
Yalınlık
Duruluk
Sadelik
Akıcılık
Açıklık
Yoğunluk
Özlülük
Özgünlük
Doğallık
Kalıcılık
Etkileyicilik
Genel Ortalama
nobel ödülü
1957 Nobel Edebiyat Ödülü

Albert CAMUS [Albert Kamü okunur], 1913 yılında Cezayir'de dünyaya geldi. Cezayir Üniversitesi'nde sürdürdüğü felsefe öğrenimini sağlık nedenleriyle yarıda bıraktı. 1938'de Paris'e gitti, ilk yapıtları Tersi ve Yüzü ve Düğün bu dönemde yayımlandı. Edebiyat dünyasına asıl girişini, 1942'de yayımlanan Yabancı adlı romanı ve Sisifos Söyleni başlıklı felsefi denemesi belirledi. Birbirini tamamlayan bu iki yapıtta, varoluşcu izler taşıyan "saçma" felsefesini geliştirdi. Başkaldıran İnsan, Yaz, Sürgün ve Krallık isimli eserleriyle hem edebiyat hem de düşünce alanlarında yetkinliğini kanıtladı. Mutlu Ölüm ve İlk Adam adlı romanları ölümünden sonra yayımlandı. 1957'de Nobel Edebiyat Ödülü'ne değer görülen ve bugün XX. yüzyıl edebiyat ve düşünce dünyasının en önemli adlarından biri kabul edilen Albert Camus, 1960 yılnda bir trafik kazasında yaşamını yitirdi.

Samih TİRYAKİOĞLU, 1909'da doğdu. Galatasaray Lisesi ve İÜ Gazetecilik Enstitüsü'nü bitirdikten sonra uzun yıllar gazetecilik ve çevirmenlik yaptı. Hürriyet gazetesinin yazıişleri müdürlüğünü üstlendi, Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (IPI) başkan vekilliği görevinde bulundu. Honoré de Balzac, Gustave Flaubert, Stendhal, Émile Zola, Victor Hugo, Joseph Kessel, Jean-Paul Sartre, Albert Camus gibi yazarların yapıtlarını dilimize kazandırdı. Tiryakioğlu, 1995 yılında öldü.

Kitabın Konusu

1942’de yayımlanan Yabancı, romancı, tiyatro yazarı ve düşünür olarak İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yalnız Fransa’da değil tüm dünyada kuşağının sözcüsü ve yol göstericisi olarak kabul edilen Albert Camus’nün, ilk ve en çok ses getiren yapıtıdır. Romanda, işlediği bir suçtan çok, gerçek duygularını dile getirdiği ve toplumun istediği kalıba girmeyi reddettiği için dışlanan bir “yabancı” aracılığıyla, XX. yüzyıl insanının içine düştüğü yabancılaşma anlatılır. Bir türlü ele geçirilemeyen “anlam”ın sürekli aranışını, bilincin toplumdan ve dış dünyadan kopuşunu, topluma yabancı duran kahramanın çevresiyle ve toplumla arasındaki çatışmayı anlatan roman, büyüleyici gücünü arka plandaki derin ve suskun acıdan alır. Camus, genç kahramanı Meursault’nun dış dünyayla arasına koyduğu mesafeyi, kendine ve topluma yabancılaşmasını, annesinin ölümü dahil her şeye nesnel bir biçimde yaklaşmasını büyük bir ustalıkla dile getirir.

Kitap Eleştirisi

Yabancı (L'Étranger) 1942 yılında yayımlanmasına rağmen okurken sanki günümüzde geçiyormuş izlenimi uyandıran, bu sayede kalıcılığını günümüze kadar sürdürebilmiş nadir başyapıtlardan biridir. 1957'de Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmesini de sonuna kadar hak etmiştir.

Kitabı ilk kez 2000'li yılların başlarında lisedeyken okuduğumda çok etkilenmiştim. İdam cezasına çarptırılan bir adamın son anlarına tanık olmak oldukça ızdırap vericiydi ve açıkçası beni öylesine etkilemişti ki hâlâ aklımdadır. Bu sebeple etkileyicilik yönü oldukça ileri düzeyde olan bir kitap Yabancı.

Kitapta süslü anlatımlardan mümkün olduğunca uzak durulmuş ve anlatılmak istenen özlü şekilde anlatılmış. Kitabın kahramanı Meursault [Mörso okunur] otuzlu yaşlarına yeni basmış genç bir adamdır ve bu genç yaşında idamla yüzleşmesi, Tanrı'ya inanmaması, saçma felsefesine inanması kitabı daha çekici kılmaktadır. Bugün "absürd" kelimesini Camus bulmasa bile bu kelimeyle adeta özdeşleşmiştir. Kitapta birkaç yerde saçma felsefesine dair alıntılar yapmaktadır.

Kitabın ilginç noktalarından biri duruşma sırasında hakim ve avukatların sürekli Meursault'nun annesinin ölümüne üzülmemesine göndermeler yapmasıdır ki kitapta bu olgunun bu kadar çok yer verilmesini anlamak biraz güçtür. Zaten Meursault'nun avukatı annesi ile olan suçlamalara dayanamamış ve "Burada Meursault'nun annesine olan davranışlarını mı yoksa bir adamı öldürmesini mi konuşuyoruz?" şeklinde bir çıkışta bulunmuştur.

Eğer Fransız edebiyatına daha önce hiç başlamadıysanız en doğru tercihlerden biri Yabancı. Kitabı Samih Tiryakioğlu'nun harika çevirisi ile üç saat gibi kısa bir sürede okuyabilirsiniz.

Şimdiden keyifli okumalar!

Roman Kahramanları

Céleste: (s7) Lokanta sahibi
Emmanuel: (s7) Meursault'nun arkadaşı
Figeac: (s11) Meursault'nun arkadaşı
Marie Cardona: (s15) Meursault'un eskiden hoşlandığı sekreter kız
Masson: (s30) Raymond'un arkadaşı
Meursault: (s7) Romanın başkahramanı
Raymond Sintés: (s19) Meursault'un komşusu
Salamano: (s18) Köpeğindeki gibi kırmızı lekeleri olan Meursault'un yaşlı komşusu
Sorgu Yargıcı: (s39) Meursault'u ilk yargılayan savcı
Thomas Pérez: (s12) Meursault'un annesinin arkadaşı

Yazınsal Sözcükler ve Deyimler

Dertop: "Getirilmek, büzülmek" anlamındaki dertop edilmek, "bir araya getirmek, toparlamak" anlamındaki dertop etmek ve "bir araya gelmek, toplu hâlde olmak" anlamındaki dertop olmak birleşik fiillerinde geçer
"Battaniyemin altında dertop oluyordum."

Kerevet: Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan, duvara bitişik, ayakları olan, tahtadan sedir
"Birkaç gün sonra, tahta bir kerevet üstünde yattığım ayrı bir hücreye koydular beni."

Ket Vurmak: Engel olarak güçleştirmek
"O gün, içimden gelen duygulara ket vurduğumu söyleyebilir miyim, diye sordu."

Mahzun: Üzgün
"Mahzunlaştı. Ama öğle yemeğini hazırlarken hiç yoktan öylesine güldü ki onu öptüm."

Ordövr: Yemekaltı
"Ordövrlerin gelmesini beklerken çantasını açtı."

Pazubent: Belli bir amaçla kola geçirilen enli kuşak, kolçak
"Emmanuel'in odasına kadar gidip ondan bir siyah kravatla bir de siayh pazubent ödünç almak gerektiği için, biraz sersemledim."

Şaşalamak: Şaşkın bir duruma düşmek, şaşkınca davranmak, şaşırmak
"Biraz şaşaladım."

Vakar: Ağırbaşlılık
"Hiçbir lüzumsuz hareket yapmaksızın, büyük bir vakarla ilermekteydi."

Vodvil: Hareketli, eğlenceli bir konuya dayanan, şarkılara da yer verilen hafif güldürü
"Gençliğinde tiyatroya heves etmiş, askerdeyken askerî vodvillerde rol almış."

comments powered by Disqus