Körlük - José Saramago
künye
José Saramago (d. 16 Kasım 1922, Lizbon, ö. 18 Haziran 2010, Lanzarote), Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Portekizli yazardır. Lizbon kentinin kuzeyindeki küçük bir köy olan Azinhaga'da (Ribatejo) doğdu. Yoksul bir köylü ailenin oğlu olarak büyüdü. Ailesiyle birlikte taşındığı Lizbon'da öğrenim gördü. Öğrenimi sırasında kırsal kesimde çalıştı. Ekonomik sorunları nedeniyle okulu bıraktı. Makinistlik eğitimi aldı. Teknik ressamlıktan redaktörlüğe, editörlüğe ve çevirmenliğe kadar birçok işte çalıştı. Bir yayınevinde, yayın hazırlığı ve üretim departmanında görev yaptı. Diario ve Lisboa gazetelerinde kültür editörü olarak çalıştı. Siyasi yorumlar yazdı. Portekiz Yazarlar Birliği'nin yönetim kurulunda görev üstlendi. 1976'dan sonra kendini tümüyle kitaplarına verdi.
1993'te Kanarya Adaları'nda Lanzarote'ye yerleşti. Pilar del Rio ile evlendi. İlk romanı Günah Ülkesi (Terra do Pecado) 1947'de yayınlandı. Yazarın romanları ve denemelerinin yanı sıra iki şiir kitabı ve oyun kitapları da vardır. Saramago, 1998 Nobel Edebiyat Ödülünü kazandı. Yazarın biçemi gayet dikkate değerdir. Düz yazılarında, noktalama işareti olarak nokta ve virgülden başkasını kullanmaz. Anlatım dili de oldukça muzipçedir; bu da, okuyucuyu yazara bağlayan bir diğer etkendir.Ünlü yazar 87 yaşında hayatını kaybetmiştir.
Kitabın Konusu
Distopik eserlere ilgi duyanların elinden düşürmediği Körlük, yayınlandığı günden bu yana adından söz ettirmeye devam ediyor. Portekiz’li yazar José Saramago’ya 1998’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandıran eser, konusuyla olduğu kadar zekice kurgulanmış karakterleriyle de dikkat çekiyor. Dönemin liberal demokrasi anlayışına bir eleştiri mahiyetinde kaleme alınan roman, insanların gittikçe bencilleşip olaylar karşısında duyarsızlaşmasını bir körlük metaforu etrafında işliyor.
Baştan sona heyecan verici olayların birbirini takip ettiği eser, sizi de derinden sarsacak. Güç ve iktidar oyunlarının insanlarda yarattığı vahşeti gözler önüne seren bu roman karşısında, bugünün toplumlarını düşünmeye başlayacaksınız. Kim bilir; belki de insanlığın sonunu, yine gittikçe duyarsızlaşan insanlığın ta kendisi getirecektir.
Olaylar, isimsiz bir ülkenin isimsiz bir şehrinde geçer. Zira, kişilerin kim olduğu önemsizdir. Bir gün otomobili ile ışıklarda duran isimsiz bir adam, yeşil ışığın yanmasını beklerken aniden körleşir. Ancak bu sıradan bir körlük değildir. Çünkü gözleri karanlığa değil, aydınlığa yani beyaza bürünür. Ne yapacağını şaşıran adam, doğruca hastaneye gider. Körlük maalesef bulaşıcıdır. Kendisini muayene eden doktor da bundan nasibini alır. Derken, bu hastalık tüm şehri etkisi altına almaya başlar. Hükümet ise körleşen halkı hapishaneden bozma bir yerde karantinaya alır. İşler buradan sonra değişir. Çünkü hükümet, hastalığı kontrol altına alamamaktadır. Her geçen gün artan kör sayısı, karantinadaki nüfusu artırmaktadır. Bu ise güç dengelerinde değişime neden olacaktır. Karantina bölgesinde çeteler oluşmaya başlar. Herkesten haraç kesen bu çeteler, insanları öldürmekte ve onlara tecavüz etmektedirler. Tüm bunları yakından izleyen ise doktorun karısıdır. Körlük hastalığına yakalanmayan tek kişi bu kadındır. Kocasını yalnız bırakmamak için kör taklidi yaparak hapishaneye girmiştir ve buradaki tüm vahşete tanıklık etmektedir. Bir gün, hapishanede çıkan yangın sonucu insanlar karantina bölgesinden kurtulmayı başarırlar. Artık ülkede kör olmayan kimse kalmamıştır. Yeni bir düzen yaratmalı ve bu düzene ayak uydurmayı başarmalıdırlar. Peki, ama nasıl?
Kitap Eleştirisi
Portekiz Edebiyatında okuduğum ilk kitap olan Körlük, José Saramago'nun 1998 Nobel Edebiyat Ödülü almasına vesile olan romanı aynı zamanda. Kitap, kırmızı ışıkta aracı ile bekleyen sıradan bir adamın aniden kör olmasıyla başlıyor. Ardından bu körlük etrafındaki herkese bulaşıyor. Kitap distopik bir dille yazılmış. Yani ütopik bir toplumun antitezini savunacak şekilde. Verilmek istenen mesaj, biz insanların kör olmak gibi uç durumlarda ne kadar vahşileceği. Gerçekten de kitap bunu başarılı bir şekilde yansıtıyor. En ahlaklı olarak bildiğimiz insanların bile nasıl canavarlaşabileceğini bizlere gösteriyor. "Beyaz Felaket"in, kitlesel körlüğün tüm insanlığa yayılması ve sonrasında gelişenleri okumak insanlığın gerçekte iyi mi yoksa kötü mü olduğunu sorgulamamıza neden oluyor.
Portekiz Edebiyatının en popüler yazarı José Saramago. Bunun dışında Fernando Pessoa, Almeida Garrett ve Eça de Queiroz gibi önemli yazar ve şairleri de var. Fakat ne yazık ki çok da sevdiğim bir ülke edebiyatı olduğunu söyleyemeyeceğim. Kitap sade ve akıcı bir dille yazılmış. Hatta Saramago'nun sadece nokta ve virgül ile oluşturduğu üslup okunmaya değer. Evet, yazar tüm kitap boyunca noktalama işaretlerinden sadece nokta ve virgül kullanıyor. Fakat kitabı okurken bu üslubun bile tam olarak yeterli olmadığı izlenimi ediniyorsunuz. Biraz alttaki yazınsal sözcüklerin azlığından da bunu anlayabilirsiniz. Diğer bir tuhaf durum, kitap artık nokta ve virgül tercihinden dolayı mı bilmiyorum fakat o kadar hızlı okunuyor ki üç yüz küsür sayfayı dört - beş saatte bitirebilirsiniz. Bu yönüyle de oldukça ilginç bir kitap Körlük.
İçeriğindeki bazı yoğun açık seçik betimlemeler yüzünden kitabı otuz yaş ve üzeri kitleye öneriyorum. Ben çok ısınamasam da Portekiz Edebiyatına meraklı olan tüm okurlara öneririm.
Kitabı Işık ERGÜDEN'in eşsiz çevirisi ile okuyabilirsiniz.
Kitabın ayrıca 2008 yapımı filmi de bulunmaktadır. İlgilenenler bu adresten filmin imdb sayfasına göz atabilir.
Şimdiden keyifli okumalar!
Körlük Romanının Karakterleri
Eczacı Kalfası (s67) Sonradan kör olan kalfa
Göz Doktoru (s28) Kör Adamı muayene eden doktor
Gözü Siyah Bantlı Adam (s133) Gözünde siyah bant olan yaşlı adam
Kaba Polis (s74) Koyu Renk Gözlüklü Genç Kızı eve götüren polis memuru
Koyu Renk Gözlüklü Genç Kız (s53) Gözleri görmeyen genç kız
Koyu Renk Gözlüklü Genç Kızın Otelde Buluştuğu Adam (s74) Otelde koyu renk gözlüklü genç kız ile olan adam
Kör Adam (s24) Trafik ışıklarında beklerken görme yetisini kaybeden adam
Kör Muhasebeci (s165) Körler koğuşunda yasadışı kazançların muhasebesini tutmakla görevli kör
Oda Hizmetçisi (s67) Otelde oda hizmetçisi olan kadın
Oto Hırsızı (s34) Kör adamın arabasını çalan adam
Polis Memuru (s67) Sonradan kör olan memur
Sekreter Kadın (s67) Büroda sekreter olan kadın
Sekreter Kız (s74) Doktorun muayenesinde çalışan sekreter kız
Şaşı Gözlü (Kör) Çocuk (s49) Gözleri görmeyen küçük yaşlardaki şaşı çocuk
Taksi Şoförü (s67) Sonradan kör olan şoför
Yazınsal Sözcükler ve Deyimler
Grotesk: Eski Çağ Roma yapılarında bulunan tuhaf, gülünç figürlerden oluşmuş süsleme üslubu
"Korku nerede mülkiyet duygusuna ağır bastıysa orada terk edilmişlerdi, bu durumun grotesk bir kanıtı, ön dingilinden tuttuğu bir otomobili yarı yarıya kaldırmış bir vinçti, muhtemelen vincin operatörü kör olmuştu."
İstavroz çıkarmak: Haç çıkarmak
"Bir halk deyişiyle sonlandırırsak, kadim bir atasözünün bizim bıkıp usanmadan öğrettiği gibi, bizim kör, istavroz çıkaracağım derken gözünü çıkarmıştı."
Robdöşambr: Erkeklerin evin içinde kıyafetlerinin üzerine giydikleri üstlük
"Dikkatle kalktı, robdöşambrını el yordamıyla bulup sırtına geçirdi."